Piknikteyken Ormanda

tehditkar bir sesle. Ne yapacağımı bilemeden etrafa bakındım, kimse yoktu.
Kemal beni ağaçların daha derinliklerine doğru sürükledi. “Ne yapıyorsun Kemal, bu yaptığın doğru değil,” diye fısıldadım. Kemal gözlerime bakarak, “Sana uzun zamandır söylemek istediklerim var, Nurcan. Seninle konuşmak istiyorum,” dedi.
“Kemal, bu doğru değil. Banu ve kocam burada, ne yapmaya çalışıyorsun?” dedim. Kemal duraksadı, sonra yumuşayan bir ses tonuyla, “Haklısın, özür dilerim. Seni korkutmak istemedim. Sadece… seninle konuşmak istedim,” dedi.
Kemal’in bu davranışı beni şaşırtmıştı. Geri çekilip ona dikkatlice baktım. Kemal başını öne eğmişti, gözlerinde pişmanlık ve çaresizlik vardı. Bir an için kendimi toparladım ve derin bir nefes aldım.
“Kemal, burada konuşmamız doğru değil. Eğer gerçekten söylemek istediğin bir şey varsa, bunu başka bir zaman ve yerde yap,” dedim. Kemal başını salladı ve sessizce geri çekildi. Ona dikkatlice baktım, gerçekten pişman gibi görünüyordu.
O anda, piknik alanından gelen sesleri duyunca rahatladım. Hızla oraya geri döndüm ve Kemal de arkamdan geliyordu. Kimse olan biteni fark etmemişti. Banu ve çocuklar hala eğleniyordu.
Kocam bir süre sonra geri döndü ve herkes normal bir günmüş gibi davranmaya devam etti. Ancak içimde bir huzursuzluk vardı. Bu olayı unutmaya çalıştım ama Kemal’in o anki davranışı aklımdan çıkmıyordu.
Ertesi gün, kocamla oturup her şeyi anlattım. Beni dikkatle dinledi ve sonra derin bir nefes alarak, “Kemal’le konuşmamız gerekecek,” dedi. “Ama önce senin güvende olduğunu bilmem önemli.”
O günden sonra Kemal, kocam ve ben bir araya gelip konuştuk. Kemal pişmanlığını dile getirdi ve yaptığı hatayı kabul etti. Bu olaydan sonra ilişkimizde bir mesafe oluştu ama aile olarak birbirimize destek olmaya devam ettik.
Zamanla, Kemal’in davranışları değişti ve pişmanlığını gerçekten gösterdi. Ancak o gün yaşadıklarım, bana ne kadar dikkatli olmam gerektiğini ve aile içindeki ilişkilerin ne kadar karmaşık olabileceğini bir kez daha öğretti.