Anayasa Mahkemesi, kamu görevlisinin aile bütünlüğünü bozacak şekilde belirleme edilmesini hak ihlali saydı. AYM’nin Anayasa’nın 20. maddesi anımsatılarak aldığı karar kapsamında, "Anayasa'nın bütünselliği ilkesi" gereği, aile hayatına saygı hakkına dair pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. İşte kamuda çalışan herkesi ilgilendiren kararın detayları…
Öğretmen, polis, doktor… Bütün memurları ilgilendiriyor! Mahkemeden ‘hak ihlali’ kararı: ‘Aile bütünlüğü’ detayı…
Anayasa Mahkemesi (AYM), bir kamu görevlisinin ile alakalı disiplin soruşturması gerekçe gösterilerek aile bütünlüğünü bozacak şekilde diğer ile belirleme edilmesini, aile hayatına saygı hakkının ihlali bulunduğuna karar verdi.
Resmi Gazete'nin günümüz sayısında yer alan karara göre, Sakarya'da görevli olan kamu görevlisi ile alakalı "zimmet" iddiasıyla disiplin soruşturması başlatıldı. Soruşturma kapsamında kınama cezası verdiği söz hususu memur Erzurum'a belirleme edildi. Tayin işleminin iptali amacıyla Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nde dava açan kişi, 2 çocuğu bulunduğunu, belirleme nedeniyle aile bütünlüğünün bozulduğunu ileri sürdü.
Davanın reddine hükmeden yönetim mahkemesinin kararında, başvurucunun çalıştığı kurumda kamu hizmetinin işleyişinde verimsizliğe sebep olacak şekilde çalışma huzurunun bozulduğu neticesine ulaşıldığı ifade edildi ve yönetimye tanınmış takdir yetkisinin kamu faydası ve hizmet gerekleri kapsamında kullanıldığı kaydedildi.
Bu karara itirazı da İstanbul Bölge İdare Mahkemesince reddedilen kişi, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel müracaatte bulundu. Başvuruyu araştıran Yüksek Mahkeme, belirlemei çıkan memurun, Anayasa'nın 20'inci maddesinde emniyet altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti. İhlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla tekrar yargılama yapılmak üzere de kararın Sakarya 1. İdare Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı.
iStock-1149441330
TAYİNLERDE AİLE HAYATI DENGESİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
AYM'nin kararında, aile hayatına saygı hakkının Anayasa'nın 20'inci maddesinde emniyet altına alındığı, 41'inci maddeye göre de "Anayasa'nın bütünselliği ilkesi" gereği, aile hayatına saygı hakkına dair pozitif yükümlülüklerin değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Kamu hizmetinin kalitesi gereği birtakım kamu görevlilerinin belirli Aralıklarla diğer yerlere, birtakım durumlarda de diğer kurumlara atanmalarının mecburi olabileceğine işaret edilen kararda, bu hususta yönetimye takdir kısmı tanınmasının natural bulunduğu vurgulandı. Kararda, kişilerin, diğer yere atanmaları hususu ile alakalı mazeretlerini öneme alarak istekleri değerlendirme yetkisinin de yönetimde bulunduğu anlatılarak, "Kamu hizmetinin sıhhatli ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla lüzumlu tedbirleri almak, alakalı yönetimnin öncelikli vazifiyeti ve sorumluluğudur." değerlendirmesinde bulunuldu.
Devlet memurlarının atama işlemlerinde, aile birliğinin sağlanması ve sürdürebilmesine dair tedbirleri alma, aile hayatına saygı hakkı ve çocuğun üstün faydası ilkelerinin devlete pozitif yükümlülükler yüklediği belirti edilen kararda, "Kamu görevlilerinin atanması ya da nakil işlemlerinde gözetilen kamusal fayda ile kişinin aile hayatına saygı ile alakalın faydalanmasındaki bireysel çıkar arasında uygun bir denge kurulmalıdır." hükmüne yer verildi.
iStock-1283091614
ANAYASA’NIN 20. MADDESİ DEVREYE GİRDİ
Başvuru hususu olayda mahalli mahkemenin, kararı ile aile hayatına saygı hakkı kapsamında adil denge kurmadığı ifade edilen kararda, bunlar yer aldı:
"Bireysel başvuruya husus olayda aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin kamu makamlarınca yerine getirilmediği neticesine ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20'inci maddesinde emniyet altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."
